Akif, Birinci Dünya Savaşı'nın yol açtığı tahribat ve ülke içindeki gerginlikler arasında bir yandan kendi ailesini bir arada tutmaya çalışırken bir yandan da gençleri düşmana karşı birleşmeye teşvik edecek ve kılıçtan daha güçlü kalemiyle yeni Türkiye'nin İstiklal Marşı'nı yazacaktır.